KafkasLar, Kafkasya, Cerkes, Cerkez, Çerkes, Çerkez, Adige, Adiga, Wored, Nart, Kafkas, Xabze, K
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

KafkasLar, Kafkasya, Cerkes, Cerkez, Çerkes, Çerkez, Adige, Adiga, Wored, Nart, Kafkas, Xabze, K

KafkasLar, Kafkasya, Cerkes, Cerkez, Çerkes, Çerkez, Adige, Adiga, Wored, Nart, Kafkas, Xabze, KuzeyKafkas, Adiğe, Adiğa :
 
AnasayfaKhafkasyaGaleriLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Savaşın ateşi sönmedi

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Kafkasya
ADMİN
ADMİN
Kafkasya


Mesaj Sayısı : 100
Yaş : 36
Kayıt tarihi : 21/08/08

Savaşın ateşi sönmedi Empty
MesajKonu: Savaşın ateşi sönmedi   Savaşın ateşi sönmedi Icon_minitimeSalı Eyl. 23, 2008 4:57 pm

Savaşın ateşi sönmedi 4174346b930ed506b4bc62b4b73a6410
Hategurov köyünde yıkılan okul...
Gürcüler köyleri taradı Osetlerin intikamı fena
oldu: Sinval’e beş koldan giren Gürcüler yol boyunca
evleri kurşuna dizmiş. Osetler ise Gürcülere üs olan
üç köyü yakıp yıkmış.
Savaşın ateşi sönmedi Fft5_mf51936
17/09/2008
FEHİM TAŞTEKİN
SİNVAL - Güney Osetya’nın başkenti Sinval’in en
büyük otelinde cam yerine naylon geçirilmiş odanın
penceresine gecenin bir vaktinde patlayan mermilerden yansıyan ışıklar
çarpıyor, irkiliyorum. Silah sesleri otelin bir sağından bir
solundan geliyor. Otelin yanı başında Rus sivil savunma
gücünün çadır kampı yer alıyor ama sesler pek de
çatışmayı andırmıyor. Rus Genelkurmay Başkan Yardımcısı Anatoli
Novogitsin’in ateşkesin ardından açılan ateşlerle ilgili
“Sarhoş Gürcüler yeni yeni uyanıyor” yorumu
aklıma geliyor. Ancak sabah olunca sivil savunmanın çadırlarını
koruyan Oset askerler bunun çatışma değil savaş sonrası bir
sendrom olduğunu, 1991-1992’deki savaşın ardından da böyle
şeyler yaşandığını söylüyor. Kimisi efkârdan, kimisi
kaybettiklerinin acısıyla, kimisi öfkesinden silahını ateşliyor.
Otelin ön tarafı çatışmalardan, arka tarafı güneyden
giren Gürcü tanklarının açtığı ateşle kevgire
çevrildiğini belirten Oset komutan, ‘Sadece Sinval değil
Gürcülerin karadan girdiği güneydeki köyleri de
görün’ diye tembih ediyor, biz de hemen yol alıyoruz. 6
Ağustos’u 7 Ağustos’a bağlayan gecede Sinval henüz
derin sessizlik içindeyken Gürcü ordusunun karadan beş
ayrı yerden girdiği güneydeki köyler ağır bir bedel
ödemiş.
İlk dehşet köylerde
Gürcü
tankları, ilk önce sınırda Oset edebiyatının temelini atan
ünlü halk şairi Kosta Hetagurov’un adını taşıyan
köye girmiş. Hetagurov’daki evleri tek tek tarayan tanklar
ardından yol boyunca Sinval’e kadar olan bütün
köyleri ezip geçmiş. Hetagurov’da ilk kurşunu yiyen
ise köyün girişindeki iki katlı okul. Hemen yakınındaki evin
sahibi İrmak, okul binasına yarısı yıkılıncaya dek tank mermileri
yağdırıldığını anlatıyor. İrmak, saldırının başladığı anı da şöyle
aktarıyor: “Ateş seslerine uyandık. Önce 12 sularında
uzaktan grad füzeleriyle ateş açıldı. Ardından saat ikide
doğru tanklar gelmeye başladı. Roketler düşer düşmez
çocukları eşimle ormanlık alana gönderdim. Evdeki silaha
sarılıp karşılık vermeye çalıştım ama tanklara karşı
hiçbir şey yapamayacağımı anlayınca pes edip kaderimi
bekledim.”
Ağaçların bile vurulduğu 300 haneli
köyün evlerinin yüzde 80’i tahrip edilmiş. Teneke
çitler şarapnel parçaları ile delik deşik olurken her bir
evin duvarı onlarca mermi izi taşıyor. Sinval’e 12 kilometre
mesafedeki köyün erkekleri yol kenarına oturmuş sukut
içerisinde bekliyor. Savaşın nasıl başladığını sorunca kısa bir
sessizliğin ardından içlerinden Boris Gayev yavaşça
anlatmaya başlıyor: “Hepimiz uyuyorduk. Savaşın çıkacağını
da bilmiyorduk. Gece ikide buraya gelip evlerden karşı ateşler
kesilinceye kadar taradılar. Hazırlıksızdık ama tanrıya şükür
hepimizin evinde iyi kötü silah var, gençlerimiz
silahları kapıp direndi. Ama tanklara ve zırhlı araçlara karşı
yapılabilecek fazla bir şey yoktu. Ardından piyade askerler köye
girmeye başladı. Ertesi gün de herkesin dışarı çıkmasını
istediler, sonra evleri teker teker aradılar. Erkekler zaten geceden
dağlara kaçmıştı. Evlerde sadece kadın ve çocuklar
kalmıştı. Onlara dokunmadılar. Köyde 50 kurban verdik,
Gürcüler çok sayıda esir alıp Sinval’e
ilerlediler.” Kazbek adlı başka bir ihtiyar tanklarla vurulup
alevler içinde kalan evlerden birinde iki kadının diri diri
yanıp can verdiğini ekliyor.
Sınıra 2-3 km’deki Tbes
köyünde de manzara aynı. Bütün evlerin duvarları ve
saçtan çitler mermi ve şarapnel parçalarıyla deliş
deşik, bazı evler yanmış, bazıların çatısı
çökmüş. Yanan bir aracı gösteren köy
sakinlerinden Çemren’in savaşa dair hikâyesi farklı
değil: “Bu transit geçmeye çalışan yabancı bir
araçtı. Tank ateşiyle küle döndü. İçindeki
dört kişi yanarak can verdi. Bir başka araçta anne, baba ve
çocuğu yanarak öldü. Geriye sadece külleri kaldı.
Buradaki Rus barış gücüne ait iki tankı da hurdaya
çevirdiler. Köyde mezarlık bölgesinde ufak tefek
çatışmalar oldu ama kimse tanklara karşı koyamadı.
Köyümüzden 50 kadar kişi öldü.”
Bibıl
ve Zar köyleri de aynı kaderi paylaşmış. Yol boyunca trafik
işaretleri hedef tahtası olmuş, tarlalardaki iş makineleri tahrip
edilmiş, benzin istasyonu yakılmış. Tiflis yönetiminin
‘Etnik temizlik yapılıyor’ diye veryansın ettiği
Gürcü köylerine gitmek istiyoruz. Osetler engel
olmasalar da bu köyleri görmemiz konusunda pek de istekli
değiller. Düne kadar Sinval’i tehdit eden Gürcü
köyleri kent merkezine bitişik.
Kuzey-Güney yolu açıldı
Gürcü
köyü ile Sinval arasındaki sınırı sadece yol kenarında
bekleyen nöbetçi askerden anlıyorsunuz. Köyler Kuzey
Osetya ile Güney Osetya’yı birbirine bağlayan ünlü
Kafkas otoyolu üzerinde dizili. Gürcistan Devlet Başkanı
Mihail Saakaşvili’nin Sinval’e alternatif Oset
yönetimi kurma çabalarının bir sonucu olarak Osetler
üç yıldır kuzeye geçerken bu otoyolu kullanamıyordu.
Kuzey
ile Güney Osetya arasında taksicilik yapan Beslanlı Tolik’e
göre, bu yola girmeye cesaret eden Osetlere dayak atılıyordu.
Tolik dayaktan ve gasptan kaçınmak için kuzeye
geçmek isteyenlerin mecburen 25 km daha uzun olan batıdaki dağ
yolunu kullandıklarını ekliyor. Savaşta ağır kayıplar veren Osetler,
Rus ordusunun bölgeye girip Gürcüleri
püskürtmesinin ardından intikamı Tameraşani, Kurta ve Kehvi
köylerinden almış. Rus tankları yol kenarındaki evleri
düzlerken Osetler de Gürcü işgaline yataklık yapmakla
suçladıkları Gürcülere ait bütün evleri bir
daha geri dönmelerine imkân vermeyecek şekilde yakmış. Daha
savaş çıkmadan köylüler bölgeyi terk ettiği
için sivil kaybın olmadığı söyleniyor.
Mişa’dan ganimet bina
Bahçeleriyle
Güney Osetya’nın sebze meyve ambarı sayılan bölgeye
birkaç yıldır yığınak yapan Gürcü birlikleri
bütün silahlarını bırakıp kaçmış.
Gürcülerin
‘Mişa’ dediği Saakaşvili’nin Kurta’da Oset
yönetim için 2006’dan beri milyonlarca dolar
harcayarak alternatif inşa ettirdiği devasa hükümet
binalarına ise sadece ‘biz geldik’ kabilinden hafiften
zarar verilmiş. Tameraşani’de yine Tiflis’in yaptırdığı
gösterişli lüks bir binanın sadece aynalı camları kırılmış.
Gürcü mültecilerin evlerine dönmeleri
Oset-Gürcü sorunun gelecekteki ana unsurlarından biri olmaya
adayken Gürcülerle Osetlerin birlikte yaşayıp
yaşayamayacakları da en çok konuşulan konulardan birisi.
Sinval’de kalan Gürcülerin ağızlarını bıçak
açmıyor. Kimse olup bitenler hakkında gazetecilere konuşmuyor.
Eşi Oset olan 63 yaşındaki doğma büyüme Sinvalli Georgi
Papaşvili konuşmaya cesaret ediyor. Osetlerin baskısından
konuşamadıkları farz edilirken Papaşvili aksini söylüyor:
“Rahatça konuşamıyoruz. Çünkü
Gürcistan yönetimi Tiflis’teki akrabalarımıza zarar
verebilir. Akrabalarımızı öldürebilirler. Herkes bundan
korkuyor. Gürcistan’a sığınmayan Gürcülere de
işbirlikçi gözüyle bakılıyor.” İki de bir
kendisini dikizleyen Gürcü komşularına bakan Papaşvili,
basına konuştuğu için ispiyonlanabileceğine dair endişelerini
gizlemiyor.
Osetlerin bütün umudu Rus yardımları
Oset
başkenti Sinval’de insanlar evlerinin önünde
kendilerini hayata yeniden bağlayacak, yuvalarına kavuşturacak
‘kudretli’ eli bekliyor. Tabi ki bu el Vladimir
Putin’in Rusya’sı. Çünkü bütün
Batılı yardımlar sadece ve sadece Gürcistan’a akıyor.
Gürcülerle en son 1992’de yaşanan savaştan bu yana
Sovyet diktatörü Joseph Stalin’in
böldüğü Oset ülkesinin ana parçası olan
Kuzey Osetya-Alanya’nın karınca kararınca yardımlarıyla nefes
almaya çalışmış Osetlerin diriliş umudu şimdi tamamen Moskova.
Yuri Lujkov’un başkanlığını yaptığı Moskova Belediyesi
oldukça bonkör. Sinval’in caddelerinde 1500 km
mesafeden gönderilen ağır inşaat malzemeleriyle yüklü
tır ve askeri cemselerden geçilmiyor. Ancak Rus Sivil Savunma
ekipleri öncelikle okullar ve kamu binalarına el atarken sivillere
ait evlerin onarımıyla ilgili hiçbir hareketlilik
görülmüyor.
Halk ise sıranın kendilerine gelip
gelmeyeceğinden emin değil. Dubleks evinin üst katı tamamen
yıkılan Vasili Bakayev “Evimi kimin yaptıracağını bilmiyorum.
Dün gece yağmur yağdı, bütün sular alt kata indi,
sokakta gibiydik. Ne olacak halimiz bilmiyorum” diyerek
ümitsizliğini dile getiriyor. Su, elektrik ve iletişimde ciddi
sorunlar devam ederken insanlar dünyada olup bitenleri parlamento
binasının karşısındaki meydanda banklara oturup Rusların
gönderdiği seyyar radyoyu dinleyerek öğrenmeye
çalışıyor.
Abhaz tiyatrosunun duayeni Oset cephesinde
Dudayev
zamanında Çeçenya’da iç savaşı önleyen
Abhaz tiyatrosunun duayeni Agabinya, yaşına aldırmadan Oset cephesinde
savaşmış. Agabinya, ‘Gürcü tarafında cephede
Amerikalılar da Ukraynalılar da vardı’ diyor.


Sergey
Agabinya, Abhaz tiyatrosunun duayeni. Aynı zamanda Kafkasya’da
çıkan her savaşın gönüllüsü.
Gürcülerin Güney Osetya’ya saldıracağını
önceden sezip Sinval’e giderek işe koyulan 70’lik bir
Abhazya gazisi. Kafkasyalılar onun cephedeki rolüyle ilk kez
1991’de Çeçenya bağımsızlığını ilan ettikten sonra
Rus ordusunun müdahale hazırlığı yaptığı sırada tanıştı.
Çeçenler o zaman ikiye bölünmüştü.
Bir tarafta halkın oylarıyla seçilmiş Devlet Başkanı Cohar
Dudayev taraftarları, diğer tarafta eski Sovyet sisteminden nemalanan
ve şimdi koltuklarının ellerinden kaymasından korkan kesim vardı.
Dudayev taraftarları ile muhalifleri Rus müdahalesini çıkış
olarak gören muhaliflerin çatışması an meselesiydi.
Agabinya da Çeçenler arasında iç çatışmayı
önleme umuduyla tiyatro ekibini toplayıp soluğu başkent
Caharkale’de almış ve hedefine de ulaşmıştı.
Gönüllüler için keşif
Hala
sahnelerin tozunu yutmaya devam eden Agabinya Kafkasya’da
açılan son cepheden de geri kalmadı. “Daha savaş
çıkmadan Güney Osetya’ya gittim,
çünkü Gürcülerin saldıracağı belliydi.
Amacım Abhazya’dan gelecek gönüllüler için
keşif çalışması yapmaktı. Ama çatışma beklediğimizden de
erken başladı” diyen ünlü sanatçı, Abhaz
gönüllüler olmaksızın tek başına savaşa katıldığını ve
Oset güçlere öncülük ettiğini
söylüyor. Savaş çıkınca Abhazya Devlet Başkanı Sergey
Bagapş’ın Güney Osetya lideri Eduard Kokoyti’ye
“İstersen asker göndereyim, istersen Kodor’da ikinci
cephe açayım” diye teklif ettiğini, Kokoyti’nin de
ikinci cephenin açılmasını istediğini, bu yüzden
Abhazya’dan gönüllü seferber etmediklerini
belirten Agabinya’nın cepheden geriye kalan anıları şöyle:
“Önce Güney Osetya devlet başkanlığına bağlı ana
karargaha gittim. Kokoyti geldiğimi duyunca derhal ‘Sergey ile
ilgilenin ve hiçbir şeyini eksik etmeyin’ diye emir verdi.
Fakat ben savaşmaya gitmiştim, keyif çatmaya değil. Keşif
gücüne öncülük ettim ve özellikle yabancı
gazetecilere enformasyon sağlamada görev aldım.
‘Kimyasallar kullanıldı’
Agabinya
savaşta üstelik yaralanmış. Önce ellerinde ve
yüzünde ardından bütün vücudunu bir
çeşit yanık yaraları bağlamış. Yaralandıktan hemen sonra
çekilmiş fotoğrafını ve hala geçmemiş kızarıklıkları
gösterip ekliyor: “Gürcüler değişik reaksiyonlara
yol açan kimyasallar dahil her türlü silahı kullandı.
Her tarafım yara bere içindeydi, 15 gün hastanede yatarak
ancak bu kadar iyileşebildim.”
Agabinya, Sinval’e
girmeye çalışırken yaralanan Türk gazetecilerin haberini
alır almaz hastane hastane dolaşıp izlerini bulmuş: “Türk
gazetecilerin yaralandığını öğrenince ilgi duydum, ama
hiçbir yerde kayıtları tutulmadığından nereye
götürüldüğünü bilmiyordum. Yaralılar
kamyon kasalarında rasgele hastanelere gönderiliyordu. Ancak
hastaneleri tek tek arayıp izlerini buldum. Levent
Öztürk’ün Abacaza konuşması sayesinde çok
iyi anlaştık, dertleştik, birer kadeh de konyak içtik.”
‘Abhaz taburu’
Agabinya
1991’de Çeçenleri iç savaştan
döndüren manevrasını bizimle şöyle paylaştı:
“Çeçenler birbirlerine silah çekmek
üzereydi. Bir uyanıklık edip oraya Abhaz tiyatrosunu
götürdüm. Başka bir ülkeden misafir bir grup varken
en azından bir süre çatışmadan kaçınırlar diye
düşündük, çünkü
örfümüz-adetimiz bunu öngörüyor.
Hakikaten bu girişimimiz etkili oldu, her iki taraftan arabuluculuk
yapacak grup oluşturduk. Bizim adımız savaşı önleyen ‘Abhaz
taburu’na çıktı. Karşı tarafın yaşlılarıyla
görüştüm. Onlara ‘Bugün yarın savaş
başlayabilir, oysa siz burada birbirinizi yok etmek ve iktidar kavgası
için kıvılcım çakılmasını bekliyorsunuz. Siz ne
yaparsanız kendimizi feda etmek pahasına bu iki grubun arasında
çatışmanın çıkmasını önleyeceğiz’ dedim.
Böyle çıkışınca yaşlılardan birkaçı ‘Biz aynı
toprağın, aynı milletin insanları olarak birbirimizi kırmak için
pozisyon alırken misafirlerimiz aramızı bulmak için canlarını
ortaya koyuyor. Bu bizim için büyük bir ayıptır’
deyip Dudayev’in safına geçti. 40 bin kişilik muhalif
gruptan 25-30 bini onların peşine takıldı. Doğru olan buydu,
çünkü Dudayev halkın seçtiği bir liderdi. Karşı
taraf da zayıflayınca gerilimi düşürmek zorunda kaldı.
Kazakistan lideri Nursultan Nazarbayev ve Rus Savunma Bakanı Yevgeni
Şapoşnikov da, Devlet Başkanı Boris Yeltsin’in
Çeçenya’da müdahale kararından
vazgeçmesinde etkili oldu. Sonra iki grup sarmaş dolaş olup
bayram yaptı. Dudayev bana ‘Henüz devlet nişanımız
yok’ deyip imzaladığı otomatik silahı hediye etti. Ama o silahı
Rus sınırından geçirip bu tarafa getirmem mümkün
değildi. Silahı kabul ettim ardından ‘Tekrar gelmem gerekirse o
zaman kullanırım ya da yokluğumda benim adıma sizinle birlikte
savaşır’ diyerek Dudayev’e emanet ettim. Çok
aşırmıştı. Çeçenlerin bana saygı duymasının nedeni bu.
1994’te savaş çıktığında gidemedim çünkü
Abhazya henüz savaştan çıkmıştı ve durum çok
kritikti. Buradan sadece gençlerden oluşan
küçük bir grup gitmişti.
YARIN: Dualar birleşik Osetya’ya
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://khafkasya.net.tc
 
Savaşın ateşi sönmedi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
KafkasLar, Kafkasya, Cerkes, Cerkez, Çerkes, Çerkez, Adige, Adiga, Wored, Nart, Kafkas, Xabze, K :: Kafkasya :: Kafkas Haber-
Buraya geçin:  
Design Kabardey_Prensi Copyright© 2008 KafkasLar..
forum kurmak | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar