KafkasLar, Kafkasya, Cerkes, Cerkez, Çerkes, Çerkez, Adige, Adiga, Wored, Nart, Kafkas, Xabze, K
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

KafkasLar, Kafkasya, Cerkes, Cerkez, Çerkes, Çerkez, Adige, Adiga, Wored, Nart, Kafkas, Xabze, K

KafkasLar, Kafkasya, Cerkes, Cerkez, Çerkes, Çerkez, Adige, Adiga, Wored, Nart, Kafkas, Xabze, KuzeyKafkas, Adiğe, Adiğa :
 
AnasayfaKhafkasyaGaleriLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Çar Abhazları Osmanlı'ya sürdü, Gürcüler yaktı, Kodor bir kadına kaldı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Kafkasya
ADMİN
ADMİN
Kafkasya


Mesaj Sayısı : 100
Yaş : 36
Kayıt tarihi : 21/08/08

Çar Abhazları Osmanlı'ya sürdü, Gürcüler yaktı, Kodor bir kadına kaldı Empty
MesajKonu: Çar Abhazları Osmanlı'ya sürdü, Gürcüler yaktı, Kodor bir kadına kaldı   Çar Abhazları Osmanlı'ya sürdü, Gürcüler yaktı, Kodor bir kadına kaldı Icon_minitimePerş. Eyl. 25, 2008 6:41 pm

Çar Abhazları Osmanlı'ya sürdü, Gürcüler yaktı, Kodor bir kadına kaldı 52822e6c8affea7c445c322b774ae6f0


Oktay Çkotua, ilk kez
Kodor’u görmenin sevincini yaşarken (solda), Sveta aşağı
Kodor’un yalnız bekçisi. Beş çocuğunu bir başına
büyüten Sveta’yı yazın torunları yalnız bırakmıyor.



FOTOĞRAFLAR: FEHİM TAŞTEKİN
21/09/2008

document.write();
FEHİM TAŞTEKİN



Çarlık Rusya’sının Abhazları
19’uncu yüzyılda sürüp yerine Rusları
yerleştirdiği Kafkasya’nın fırtınalı vadisi Kodor şimdi tekrar
Abhazların elinde. Kodor’un yalnız bekçisi Sveta,
1992-1993’teki ilk savaşta Gürcü ordusunun köydeki
600 evi yaktığını, sadece şu an oturdukları bir Rus aileye ait evin
kurtulduğunu söylüyor

Çar Abhazları Osmanlı'ya sürdü, Gürcüler yaktı, Kodor bir kadına kaldı Fft16_mf52892SOHUM
- Sinval’deki gibi Sohum’da da kaldığım otelde gecenin orta
yerinde silah sesleriyle uyanıyorum ve bir daha uyku tutmuyor. Ufukta
Rus savaş gemilerinin demir attığı Rus gemileri var ama seslerin
nereden geldiği meçhul. Buradakilerin yorumu da Osetlerinkiyle
aynı; ‘savaş sonrası sendromu’. Kim bilir belki namluda
kurşunu kalanlar efkârdan sıkıyor... Sabahın köründe
yağmur gökten zembille iniyor, Abhazya’nın kuzeydoğusundaki
fırtınalı vadi Kodor’a çıkmak niyetindeyiz ama herkes bu
havada gidilemeyeceğinde hem fikir. Savunma Bakanlığı, birkaç
gün öncesine dek Kodor’a helikopter kaldırıyormuş,
şanssızlık bu ya, artık askeri hareketliliğin dinmesiyle yok.
Bir
gün öncesinden Hava Kuvvetleri Komutanı Silavik Yaşba ile
temasa geçiyoruz, helikopter kalkarsa haberdar etme
sözü veriyor, ama ihtiyaç hasıl olmayınca şansımızı
karadan denemek istiyoruz. Kodor’u Gürcülerden
kurtarma operasyonunda yer almış bir yetkili ‘Sakın normal
arabayla gitmeyin, bir Vazik bulun’ diye tembih ediyor. Vazik
genelde askerlerin kullandığı yerden yüksek Rus tipi bir dört
çeker. Ama uygun bir Vazik bulamıyoruz. Bunun yerine işadamı
Ünal Cücu Honda CR-V’sini feda ediyor... Eski vekil
Oktay Çkotua ve Dönüş Komitesi Başkan Yardımcısı Erkan
Kutarba da eşlik ediyor.
‘Off-roading için ideal...’
Sovyetler’in
40 yıl önce asfaltladığı yoldan kuzeye tırmanmaya başlıyoruz,
ağaçlar arasına saklı metruk evler manzaranın bir
parçası. İlerledikçe asfaltın esamisi okunmuyor,
kâh derelerden, kâh bulutların arasından yol alıyoruz,
tırmandıkça manzara hırçınlaşıyor, yol yol olmaktan
çıkıyor. Birkaç tünelden geçiyoruz.
Uçurumları görmeden gelip ‘off-roading için
ideal bir güzergâh’ diye söyleniyorum. Yol
boyunca köpeğiyle baş başa bir avcıya, iki askeri araca, bir
greydere, yoldan çıkmış bir minibüse ve terk edilmiş bir
zırhlı araca rastlıyoruz. Rus barış gücünün son savaştan
önceki karargahından geçiyoruz. Taşlara, yola abanan
dallara çarpa çarpa, yalpalaya yalpalaya dört saatte
80 km yol alıyoruz. Askerler ‘gidemezsiniz’ diye
cesaretimizi kırıyor, inatla ilerliyoruz. Defalarca inip hendeği
atlatmanın hesabını yapıyoruz. Aracın altı üçüncü
kez taşlara oturuyor, karşı yöndeki askeri araçtan
‘ilerisi daha kötü’ diye gelen uyarıya kara
bulutlar eklenince pes edip, 9 Eylül’deki harekat sonrası
Abhazların konuşlandığı yerden çark ediyoruz.
Lata’nın bekçisi
Hemen arkamızda
tarihi Lata köyü var. Köyden geriye simge gibi bir tek
ev kalmış. Burası 19. yüzyılda Çar’ın
Osmanlı’ya sürdüğü Abhazlardan yadigâr.
Hikâyesi çarpıcı. Daha da çarpıcı olanı bu nefes
kesen vadinin adeta bekçiliğini yapan ailenin hikâyesi.
Evin reisi bir kadın; Sveta. Hiç tereddütsüz
çıkıp bizi karşılıyor, sohbete hasret konuştukça
konuşuyor. Abhazlar sürüldükten sonra evlerine Sovyetler
zamanında yaşanan büyük kıtlıktan kırılan Ruslar
yerleştirilmiş. Köye ikinci kâbus 1992’de
Gürcü işgaliyle çökmüş. Gürcüler
600 haneli köyün bütün evlerini yakmış, bir tek bir
Rus ailenin oturduğu iki katlı bu ev kalmış. Moskova’ya yerleşen
evin sahibi Sveta’nın eşi Guram Salagayev’in dostu. Evi
onlara bırakmış.
Sveta o kara günleri anlatıyor: “Savaş
başladığında eşim Tuva’daydı. Batıda Psou sınırı kapalıydı.
Dağlardan yürüyerek Gudauta’ya gelmiş, oradan
helikopterle doğudaki Tkuarçal’a geçmiş. Nehir
yatağını takip edip evi buldu. Beş çocukla birlikte
Gürcü kuşatmasının ortasındaydım. Eşimi tanıyamadım,
sakalları göbeğine inmişti, askeri elbiseler giyinmişti. Korktuk.
Bizi sağ salim görünce cepheye döndü. İki
üç haftada bir geldi. Savaş çabuk bitecek diye
buradan gitmemiştik. Ama uzadıkça bizi çıkarması gerekti.
Tkuarçal’a iki gün iki gece beş çocukla
birlikte yürüyerek gittik. 1.5 metre karda zorlanıyorduk,
keçileri önden salarak buldukları yoldan ilerliyorduk. Bazı
yerler buz kaplıydı. Yük olmasın diye yanımıza kapkacak da
almamıştık. Eşim dağcıydı, yabani otları iyi tanırdı. Bulduğu otlarla
karnımızı doyurup ölmekten kurtulduk.
‘Keçiler sayesinde kaçtık’
Çocuklara
yaprakları bardak gibi kullanarak su içiriyorduk. En
küçük çocuk yedi yaşındaydı. Birinin 40 derece
ateşi çıktı. Bırakın ilacı, suyumuz bile yoktu. İki gün iki
gece bölge geçti. İlk savaşı böyle geçirdik.
Kocam Kodor’un komutanıydı, bölgeyi Gürcülerden
temizledi. 73 yaşındaki babası da cephede oğlunu yalnız bırakmadı. Eşim
savaştan sonra Kodor’daki tünelleri koruma görevi
üstlenmişti. Gürcü işgali tekrarlanırsa tünelleri
havaya uçuracaktı. ‘Öleceksem de bu uğurda
öleyim’ diyordu. 10 yıl önce tünellerde
üç arkadaşıyla birlikte mayınla şehit oldu. O günden
beri evin erkeği de kadını da benim. Çocuklarım
büyüdü, Sohum’da yaşıyorlar ama yazları
geliyorlar.”
Abhazlık ağıra patlıyor
Yukarıdaki
Gürcülerle ilişkileri konusunda “1993’ten sonra
Gürcülerle aramıza barış gücü askerleri girdi.
Direk ilişkimiz yok. Savaştan önce komşuyduk ama gerçek
yüzlerini gösterdiler, bizi yok etmeye kalkıştılar. Savaş
zamanında avuçlarının arasındaydık, çocuklarımın
öğretmeni yaşlı bir Rus’tu. Gürcüler ateş ederek
onu da öldürdü. Kimsesi olmadığı için maaşını
çocuklara harcıyordu. Hepimizin evleri yakıldı. Buradan
kaçamayacağımızı düşünüyorlardı. Ama
keçilerimiz sayesinde kurtulduk” diyor. ‘Tek
başınıza sıkılmıyor musunuz’ sorusuna “Hayvanlarımız,
tavuklarımız varken niye sıkılayım” karşılığını veriyor. Tabi
Kodor’un bekçisi olmanın getirdiği bir sıkıntı daha var:
“Abhazlık yapıyoruz, yol kenarındayız, asker olsun sivil olsun
gelip geçeni ağırlamak zorundayız. Bu son operasyonda 300-400
asker burada kamp kurdu; peynir, bal, ekmek neyimiz varsa
yedirdik.” Stok bittiği halde bizi de ikram teklifinden geri
durmuyor.
‘Askerler kara gün dostuydu’
‘2006’da
Gürcü askerleri tekrar Yukarı Kodor’a geldiğinde
endişelendiniz mi’ diye soruyorum: “Bir evden
iki-üç cenaze çıkardığımız zamanlar oldu.
Korkmuyorum.” Sveta’nın kara gün dostu Rus
askerleriymiş. Onların da Gürcü askerlerinin Kodor’dan
temizlenmesiyle 40 km öteye gittiklerini belirtip ekliyor:
“Komşu gibiydiler, hatta kışın odun getirirlerdi. Şimdi hastamız
olsa sesimizi duyuracak kimse kalmadı.”
..................
Çar Abhazları Osmanlı'ya sürdü, Gürcüler yaktı, Kodor bir kadına kaldı Kodor-fehimKafkasya'nın fırtınalı vadisi: Kador

Vadide ABD, İsrail ve Ukrayna silahları bulundu
Kodor Vadisi, 1993’te Gürcü işgalini
püskürttüğü halde Abhazya’nın kontrolü
geri alamadığı tek toprak parçasıydı.
Karaçay-Çerkes’in güneyinde yer alan
Kodor’da 23 köy var. Nüfusu ise yaklaşık 6 bin. Yukarı
kısmında Tiflis’in resmi terminolojisinde Gürcü sayılan
Svanlar yaşıyor. Kodor, Gürcü istihbaratıyla ilişkisi olduğu
öne sürülen Çeçen komutan Ruslan
Gelayev’in 2001’de adamlarıyla vadiye çıkmasıyla
yaşanan çatışmayla gündeme gelmişti. Kodor, 1992’de
Gürcü ordusunun Abhazya’ya girip 13 ay sonra
bölgedeki Gürcü halkıyla birlikte çekildiği
güzergâh olarak önem kazanmıştı. Abhazlara destek
için Kuzey Kafkasya’dan gelen gönüllüler de
Kodor’u kullanmıştı. Gürcülerin yeni bir hamlesi
açısından da önemini yitirmedi. Kodor’a üstlenen
Gürcülerin roketlerle Sohum’u, yakınındaki Babuşera
Havaalanı’nı, Oçamçıra-Sohum yolunu tehdit
edebiliyor. Kodor’un üst kısmındaki Çhalta, Acara,
Kvabça, Kvemo Azhara, Zemo Azhara, Gentsviş, Omarişara, Saken
köylerinde Svanlar yaşıyor. Köylüler hayvancılık, mısır,
fasulye, avcılık ve balıkçılıktan geçiniyor.
Gürcistan, 2006’da Kodor’a yeniden asker
çıkarıp Çhalta’ta alternatif yönetim tesis
etmişti. Abhaz ordusu Gürcistan’ın Osetya’ya
saldırısının ardından hiç can kaybı vermeden Kodor’u geri
aldı.
İngur da ele geçti
Abhazlar operasyon
öncesi 30 otobüsle Svanları Gürcistan sınırına taşıdı.
Kalanlar ormanlara çekilmişti. Şimdi tekrar dönmeye
başladılar. Havadan üç saat süren operasyona katılan
Binbaşı Zülfü Açüz’e göre
Kodor’da Gürcü askerleri kaçarken geride
Amerikan, İsrail ve Ukrayna yapımı silah ve mühimmat bıraktı.
Sınırdaki Rus barış gücü de, Gürcü askerlerinin
tank ve zırhlı araçlar dahil tüm askeri malzemesine el
koydu. Açüz, barış gücünün
Gürcülerin kaybettikleri takdirde İngur barajını havaya
uçuracaklarına dair bir B planı ele geçirdiklerini, bu
yüzden Kodor’un ele geçirir geçirmez
İngur’u sıkı koruma altına aldıklarını söylüyor.
Elektrik santralının bulunduğu bölge Abhazya’nın, baraj
Gürcistan’ın kontrolündeydi. İki ülke elektriği
paylaşıyordu. Şimdi baraj da Abhazya’nın kontrolünde.
Abhazya böylece iki ülkeyi ayıran İngur sınırına
dönmüş oldu.
.............
Abhazları Rus askeri varlığı değil kültürel nüfuz korkutuyor
Abhazlar için Rusya tarafından tanınıyor olmanın sevinci
kadar korkutan tarafları da var. Burada askeri üs açmaya
hazırlanan Rusya’nın askeri ve siyasi himayesinin bağımsızlığı
yok edeceği endişesi olsa da Abhazlar kendilerinden emin; Rus
nüfuzu geri teper. Buna örnek olarak Abhazların 2005’te
Rus lider Vladimir Putin’in istediği Raul Hacimba’ya karşı
Sergey Bagapş’ı iktidara getirmesi örneğini veriyorlar.
Sohum sahilinde nabız yoklarken karşımıza Abhazya Barolar Birliği
Başkan Yardımcısı ve Sohum Baro Başkanı Kostantin Çekvaa
çıkıyor. Ayaküstü bizi yanıtlıyor:
‘Artık yan gelip yatamayız’
Tanınmadan ne bekliyorsunuz?
Getirdiği
kolaylıklar da var zorluklar da. Tabi ki büyük bir engeli
aştık, tekerlek daha kolay dönecek. Ama artık yan gelip yatmak
mümkün değil. Hem içe hem dışa dönük
çalışmamız şart.
Ne tür sıkıntılar olabilir?
En önemli
problem, Rusya büyük bir devlet, büyük bir ulus ve
kültür. Küçük bir devletiz, tarihi
köklerimiz binlerce yıl öncesine gidiyor ama farklı
kültürler tsunami dalgası gibi diğer kültürler
üzerine gidiyor. Bu konuda çok büyük problemler
yaşayabiliriz. En çok kendi kültürümüzü
korumak ve geliştirmek için çaba sarf etmeliyiz. En
önemli sorun bu.
‘Keşke önce Türkiye tanısaydı’
Rusya’ya teslim olma korkusu mu?
Hayır, o
anlamda söylemedim. Sayıca az bir milletin
kültürünün diğer kültürler karşısında yok
olmasından bahsediyorum. Ekonomik alanda elbette ki şimdiye kadar
olduğu kadar bundan sonra da büyük güçlükler
bekliyor. Çevremizdeki ekonomik güçlere teslim
yerine kendi kaynaklarımızı harekete geçirerek ayaklarımız
üzerinde durmalıyız. Önümüzdeki 10 senede neyin ne
olacağını göreceğiz. Rus ekonomisinin bizi ezeceğine dair bir
endişem yok. Rusya’nın da böyle bir yaklaşımı söz
konusu değil.
Peki askeri olarak...
Rusya’nın askeri
gücünden korkmuyorum çünkü onlarla savaş
halinde değiliz. Güvenliğimizi sağlamada tek müttefikimiz
Rusya. Ama Rusyaların ilelebet bizi koruyacağını düşünemeyiz.
Ordumuzu güçlendirmeliyiz.
Siyasal nüfuz alanı da açılmıyor mu? Himaye siyasal baskıya dönüşmez mi?
Tabi
kişiliksiz toplumların başkaları tarafından yönetilmesi çok
kolay. Bizim toplumumuz ne kadar güçlü olurlarsa
olsunlar komşu devletler tarafından yönetilen ya da
yönlendirilen bir toplum olmadı ve olmayacak. Bu 2005’teki
seçimlerde de açıkça görüldü. En
çok bel bağladığımız bir devlet olmasına karşın Rusya’nın
işaret ettiği aday halkımız tarafından seçilmedi hatta ters
tepti.
Fakat Rusya beklediğinizden fazlasını verince yeni bir durum ortaya çıktı...
Bundan
sonra da böyle olacak. Toplumun bu kişiliğini koruması için
çalışmalıyız. Ekonomik, askeri ve siyasi alanda kadrolarımızı
yetiştirmeliyiz.
O kadrolar halkımızı Rusya’nın yönlendirmesini önleyecek kişiler olmalı.
Keşke Ruslardan önce başka bir devlet tanısaydı dediğiniz oldu mu?
Gürcistan’ın
saldırganlığına karşı Rusya’nın desteğini alma peşindeydik.
Ayrıca 15 yıldır dünyanın desteğini alma peşindeyiz. Ama keşke
demek istemem, Ruslar tanıdı onlara teşekkür ediyorum. Elbette
bizi Rusya’dan önce tanımasını istediğimiz devletler vardı.
Türkiye bunların içinde mi?
Çerkes
nüfusunu ve onların devlete olan üstün hizmetlerini
dikkate aldığımızda elbette Abhazya’yı ilk tanıyanın Türkiye
olmasını bekledik. Ama Türkiye’nin yaklaşımı bu yönde
olmadı.
Çekvaa ile sohbetin ardından daha iki adım atmadan
eşi ve çocuğuyla gezintiye çıkmış Parlamento Genel
Sekreteri Vadim Bjaniya’ya rastlıyor ve soruyoruz:
‘Rusya ile eşit devletiz’
‘Tanıma bekliyor muydunuz?
Rusya’nın eninde sonunda tanıyacağını bekliyorduk. Abhazya yönetimi de uluslararası ortamı iyi değerlendirdi.
Tanıma ne getirecek?
Bağımsızlık bütün
diğer toplumlara ne getirdiyse bize de onu getirecek. Ezelden
beri bağımsız bir toplumuz. Sovyetler döneminde geçici
olarak Gürcistan’a zorla bağlandık ama tekrar eskiye
döndük. Bağımsızlık bizim için gasp edilmiş bir haktı.
Gürcülerden de önce bizim devletimiz vardı. Şaşırdığım
şey dünyanın bunu kabullenmemesi.
Rusya gibi emperyal bir gücün hami olması sizi ürkütmüyor mu?
Rusya
ile eşit haklara sahip iki devletiz. Abhazya’yı tanıması da bunu
gösterdi. Neden endişe edeyim ki, elbete ki dünya
ölçeğinde güçlü bir devlet ama biz yine de
kendimizi eşit olarak görüyoruz.
YARIN: Gal iki devlet arasında
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://khafkasya.net.tc
 
Çar Abhazları Osmanlı'ya sürdü, Gürcüler yaktı, Kodor bir kadına kaldı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
KafkasLar, Kafkasya, Cerkes, Cerkez, Çerkes, Çerkez, Adige, Adiga, Wored, Nart, Kafkas, Xabze, K :: Kafkasya :: Kafkas Haber-
Buraya geçin:  
Design Kabardey_Prensi Copyright© 2008 KafkasLar..
Forum kurmak | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar