KafkasLar, Kafkasya, Cerkes, Cerkez, Çerkes, Çerkez, Adige, Adiga, Wored, Nart, Kafkas, Xabze, K
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

KafkasLar, Kafkasya, Cerkes, Cerkez, Çerkes, Çerkez, Adige, Adiga, Wored, Nart, Kafkas, Xabze, K

KafkasLar, Kafkasya, Cerkes, Cerkez, Çerkes, Çerkez, Adige, Adiga, Wored, Nart, Kafkas, Xabze, KuzeyKafkas, Adiğe, Adiğa :
 
AnasayfaKhafkasyaGaleriLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 KADERİN İRONİSİ

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Kafkasya
ADMİN
ADMİN
Kafkasya


Mesaj Sayısı : 100
Yaş : 36
Kayıt tarihi : 21/08/08

KADERİN İRONİSİ Empty
MesajKonu: KADERİN İRONİSİ   KADERİN İRONİSİ Icon_minitimePerş. Eyl. 25, 2008 6:39 pm

Cafer Barlas

AKILLANMAYAN
GÜRCİSTAN, GELECEĞİNİ GÖRMEYE BAŞLAYAN RUSYA, TEBRİKLER
ABHAZYA VE OSETYA VE KAFKAS HALKLARINA SESLENİŞ…












Güney
Kafkasya’da patlayan savaş, ister istemez geçmişteki
Kafkasya savaşlarının tarihi seyri üzerine yöneltiyor insanı.
Rus Çarları sıcak denizleri keşfedip buralara inmek için
Kafkasya’yı iradesi altına almanın şart olduğunu anlayarak, her
ne pahasına bu coğrafyayı bin bir entrika ve askeri güçle
otoritesine almak istediyse de, Kafkas halkları, ekmekten aziz bildiği
özgürlüklerini liderleri etrafında birleşerek,
emperyalist Rus Çarlarının devasa gücüne geçit
vermemişlerdir.



Bilindiği
gibi Kafkasya savaşlarının en kanlı ve uzun süreli olanları
Kafkasya’nın güneye açılan kapısı Dağıstan
üzerinde yoğunlaşmıştır. Hem kara, hem deniz yoluyla ve
sürekli lojistik destek aldığı yarım milyonu bulan ordusunu
harekete geçirdiği halde kesin sonuç alınamayan Rus
Çarlarının, üç yüz yıla uzanan bu savaş hala
gizli açık devam etmektedir.



Kafkas
özgürlük savaşlarının en uzun ve en kanlı safhası
İmamlar dönemi diye adlandırabileceğimiz İmam Mansur, İmam Gazi
Muhammed, İmam Hamzat ve İmam Şamil dönemleridir. Bunların
içinde en uzun süreli olanı çeyrek asrı geçen
İmam Şamil dönemidir.



Kafkasya
halkları, onlarca karizmatik özelliği üzerinde taşıyan İmam
Şamil gibi adeta insanüstü gayret, fedakârlıklar
sergileyen bir dahi liderle yakaladığı özgürlük şansını,
maalesef gereğince, yeterinde anlayamamış ve değerlendirememişlerdir.
Bu durumu yalnız Kafkas halkları değil, çevredeki İslam
ülkeleri; Osmanlı, İran, Mısır yöneticilerince de gereğince
değerlendirilemeyerek, Avrupa’nın Haçlı destekli
emperyalist Çarların devasa gücüyle karşı karşıya
bırakılmışlardır.



Bir
başına bırakılan İmam Şamil, mücadelesinden vazgeçmeyerek
azminden bir şey kaybetmemiştir. Dağıstan ve
Çeçenistan’da ki organizasyonun bir benzerini
seçkin naiplerinden Muhammed Emin’i Batı Kafkasya’da
görevlendirerek, Batı ve Doğu Kafkasya’yı birleştirme,
birlikte hareket etmek gibi dâhice düşüncesi, Batı
Kafkasya’nın ayrılıkçı ve Rus yanlılarının önerileri
doğrultunda, Batılılarla (Haçlılar) işbirliği içinde olan
Osmanlı tanzimat paşalarının desteği ile akamete uğramıştır.



Bütün
bu olumsuzluklara ve dünyadan tecrit edilmiş durumuna rağmen İmam
Şamil, Dağıstan ve Çeçenistan’ı 25 yılı aşkın bir
süre Çarların korkulu rüyası haline getirmiştir.
Öyle anlar olmuş ki, Çar Nikola; “Korkarım bir
gün sarayımızın avlusunda Şamil’in atının kişnemesiyle
uyanırız” demekten kendini alamayacaktır.



Şamil,
akıllara durgunluk veren sahalarda Rusları savaşa zorluyorsa da, ardı
arkası kesilmeyen lojistik desteği ile sürekli yeni
güçlerle ancak uzun sürede İmam’a karşı
direnebiliyordu.



Bu
savaşların en acımasızlarından biri olan Ahulgoh savaşında Şamil
amcasını, kız kardeşini, hanımını kaybederken anlaşma gereği
İmam’ın oğlunu rehin vermesiyle savaşı durduracaklarını
söyleyen Çar generalleri, sözlerini tutmayarak
henüz 6–7 yaşlarındaki Cemaleddin’i Rusya’nın
başkentine ulaştırmışlardı bile. Askeri okullarda okutulup subay olarak
yetişen İmam’ın oğlu Cemaleddin’in Çar muhafız
alayında göreve başlaması üzerinden on beş yıl
geçtikten sonra, kardeşi Gazi Muhammed ve birkaç yiğit
arkadaşı, Rus birliklerini ülkelerine davet etmiş, onların
himayesini kabul edip Rusya muhafazasındaki Gürcistan’a
girerek, General David Çavçavadze’nin çok
sıkı korunan “Zınandal” isimli harem dairesinden Prenses
Annet Çavçavade ve kardeşi Orbelyan’ı atlarının
terkisine atıp İmam Şamil’in karargahına getirmişti.
Gürcistan ne yapacağını bilmiyor, Rusya ise çaresizdir.
Rusya İmam’a ne kadar para istese ödemeye hazır olduğunu
açıklar. Ancak o esirler karlığında on beş yıldır görmediği
oğlu Cemaleddin’i istiyordu. Çaresiz Rus Çarı
Gürcü prenslerini kurtarmak için İmam’ın bu
şartını kabul etmek zorunda kalmıştır.



İmam
Şamil, vatan topraklarını Çar ordularına açan
Gürcü yöneticileri defalarca uyararak, Ruslar
Kafkasya’ya hakim olurlarsa Gürcistan’ın
kaçınılmaz olarak tamamen işgal edileceği uyarısında bulunmuştu.
Oğlu Cemaleddin ve Gürcü prenslerinin takas işlemi
için Kafkasya’ya gelen Gürcü Prens David’e
Şamil şu tarihi konuşmayı yapar:



“Size
her fırsatta müracaat ederek Kafkasya’nın hürriyet ve
saadeti hususunda kuvvetlerinizi vatanın selametine hars etmenizi rica
ettiğim halde bir türlü razı edemedim. Ümit ederim ki bu
acı hicran sizi pek geç kalmadığız bu vatani vazifenizi ifaya
teşvik eder.”



Gürcü prensi İmam’ın bu teklifine öfkeli ancak sessiz kalarak geri çekilir. Aradan
geçen ve tarih açısından kısa bir süre olan bir
buçuk asır sonra, Gürcüler, bugün, Rusları en
büyük düşman ilan etmiş ve kendilerine yeni sığınak,
dayanak arayarak ABD ve Avrupa ülkelerini topraklarına
çağırmaya başlamışlardır. Yarın ABD parçalanır, AB
dağılırsa bu defa kendisi korumak için acaba hangi ülke
veya ülkeleri çağıracaklardır?



Gürcü lider, ABD ve AB’nin oyununa gelmiştir.



Amerika
bir şekilde Kafkasya’ya girmek istemektedir. Bir zamanlar Rus
Çarları nasıl güneye inmek için Kafkasya’yı
işkâl etmek istemişlerse, bu defa Amerika, Orta Asya enerji
hâkimiyetine ve hatta Çin’e müdahale edebilecek
konumunu güçlendirmek için Kafkas
güzergâhının vazgeçilmez stratejik önemini eline
geçirerek, Orta Asya yolunu kendisine güvenilir ve
açık tutmak istemektedir. Bunun için Azerbaycan,
Gürcistan, Ermenistan ve hatta Türkiye’de onlarca
teknik servislerini faaliyete soktukları herkesçe bilinen bir
gerçektir.



Amerika,
Gürcü liderine, sorunlarını çözerek yani Abhazya
ve Osetya’yı topraklarına katarak Avrupa Birliği’ne
alınabileceklerini kulaklarına fısıldadıkları anlaşılmıştır.
Ermenistan’ın, Azeri toprağı olan Karabağ’ı işgal ettiğinde
ne ABD ve ne de Avrupa ülkelerinin bir sesi çıkmamış, hatta
Ermenilere destek olmuşlardır. Türkiye’nin sesini de kimse
duymadı, çünkü boğazını sıkanlar vardı. Olay
Haçlı AGİT’ in ‘merhametine’ bırakıldı. Kuzu
kurda teslim edildi. Kurt bu topraklara yerleşip yavruladı. Şimdi
onları çıkarmaya çalışmak AGİT’e göre bu
‘insan’ ve ‘hayvan’ haklarına aykırı bir
davranış olacağı kuşkusuzdur.



İşte
bu Haçlı topluluğudur ki, Kafkasya’ya girmek için
genç Gürcü liderinin aklını çeldi.
Gürcü halkı bir defa daha kendi liderince kandırıldı. ABD ve
AB onu besledi ona ‘seninle birlikteyiz’ sinyalleriyle bir
avuç Osetya ve Abhazya’ya saldırttı.
Çünkü bunun doğuracağı sebepleri kullanarak ancak
Gürcistan’a girebilecekti. İkiz kuleleri bahane ederek
Pakistan, Afganistan ve tüm Orta Asya Türk
Cumhuriyetleri’nin yanı sıra Irak tümden işgal edip
yağmaladığı gibi. Gürcü lider söylenenlere kanarak
önce Osetya’yı topraklarına katacak, hemen akabinde
Abhazya’ya saldıracaktı. Dediği gibi de yaptı. Osetya’ya
saldırdı, Sinval’ı yakıp yıktı, binlerce Kafkaslıyı
öldürdü, sakat bıraktı. Amerika’nın bu aç
gözlüğünü iyi değerlendiren ve bunu kendisi
için büyük bir fırsat bilen Kremlin, Rus kuvvetleri
harekete geçirerek Osetlerin yanında yer aldı. Aynı anda
bütün Kafkas gerillaları da görünmez bir şekilde
Oset ve Abhaz kardeşlerinin yanında yer almış durumdaydılar.
Gürcistan nasıl hesap etmez, Kafkas halklarının Osetyalı
kardeşlerini yalnız bırakmayacaklarını. İşkal etmiş olsalar bile, bunun
uzun zaman da kendilerine çok pahalıya mal olacağını nasıl
düşünmez. Rusya müdahale etmemiş olsaydı onların
müdahaleleri çok daha farklı olacağı kuşkusuzdur. Ancak
Rusya Gürcü işgalini kırdı ve Osetya’ya yardım ederek
Gürcü kuvvetlerini Oseya’dan çıkardı. Osetya ve
Abhazya’nın bağımsızlıklarını tanıyarak dünyaya duyurdu.
Hatta diğer ülkelerce de tanınmalarını istedi.



Bu
davranışıyla Rusya, Kafkas halkları ve topraklarının kendisi
için ne kadar önemli olduğunu göstermiştir. Düne
kadar tarihi ve büyük düşman olan Rusya, bugün
Abhazya ve Osetya için iyi bir komşu ve müttefiki olması
dünyada dikkat çekici tarihi bir ironi olarak karşımıza
çıkmıştır. Rusya, Kafkas halkları cumhuriyetlerinin kendisi
için ne kadar önemli olduğunu, askeri, siyasi
gücüyle Abhazya ve Osetyanın yanında olduğunu
göstermesi, Rusya’nın Kafkas politikası değişiyor mu
sorusunu akla getirmiştir. Çünkü dünya, her
konuda bir değişim sürecine girmiştir. Rusya’nın bu
sürecin dışında kalması elbette düşünülemez. Avrupa
ve Amerika yukarıda değindiğimiz gibi Kafkasya’yı hegemonya
altına alma planlarını uygulamaya koydukları gibi.



Gürcistan’ı,
Abhazya ve Osetya’yı işgal ve ilhaka yönlendiren, manevi ve
maddi destek sağlayan Amerika ve Avrupa’dır. Gürcistan
vasıtasıyla Abhazya işgal edilerek Rusya’nın Karadeniz’le
bağını kesmek ve daha sonra da Hazar Denizi hükümranlığına
son verme planları olduğu açıktır. Karadeniz ve Hazar
bölgelerini kaybeden bir Rusya, atar damarını kaybetmiş olacaktır.
Bunun içindir ki, Kafkas cumhuriyetleri ve halkları Kremlin
için vatanlarının bölünüp paramparça
olmaması için hayati önem taşımaktadır. Bu yüzdendir
ki Rusya’nın Abhazya ve Osetya’nın yanında yer alması ve
onların özgürlüklerini tanıması biraz da kendi
özgürlüğünü garantiye almak içindir. Bu
davranışı ne şekilde ele alınırsa alınsın, ister iyi komşuluk
ilişkileri, ister kendi geleceğini garantiye almak gibi
düşünülsün, gerçekte komşuların birbirlerine
sımsıkı bağlı kalmaları gereği doğru, yerinde ve ileri
görüşlü bir davranış olmuştur. Ancak bu durum onun
(Rusya’nın) geleceğini kurtarması için yeterli değildir.
Ne zaman Dağıstan, Çeçenistan, Kuzey Osetya,
Kabardey-Balkar, Karaçay-Çerkez Adigey Cumhuriyetlerinin
de bağımsızlıklarını, Abhazya ve Osetya’yı tanıdığı gibi tanır ve
dünya devletlerini bu cumhuriyetleri tanımaya çağırırsa,
Rusya güney sınırını garantiye alacak ve geleceğin büyük
tehlikesinin önüne geçmiş olacaktır. Kuzey Kafkasya
Cumhuriyetleri federasyonları, konfedere çatısı altında
birleşerek kuracakları ‘Bağımsız Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti
Devleti’ Rusya için çelikten bir güney sınırı
demektir. Ayrıca, Rusya, bu yeni duruma uygun iyi komşuluk ilişkileri
çerçevesinde Kafkasya ile yapacağı ekonomi, siyasi işbirliğinden
bugünkünden çok daha fazla ve hiçbir risk
taşımaksızın kazançlı çıkacağı, sözüne ve
özüne güvenilir bir müttefik kazanmasıyla da
geleceğe daha güvenle bakacağı şüphesizdir. Dünya
devletleri artık yeni yeni birlikteliklerle ayakta kalmaya
çalışırken, Rusya’nın Abhazya ve Osetya için attığı
tarihi adımlarını, bütün bir Kafkasya’yı içine
alarak tamamlaması, dünya dengesinde Rusya faktörü ve
önemini daha da öne çıkacağını rahatlıkla
söyleyebiliriz. Bu fırsat üzerinde Rusya kurmayları
düşünmeli ve başlattığı bu
yürüyüşünü tamamlamalıdır. Diken üzerinde
yaşamak yaşamak mıdır? Önü açık masraflarla birlikte,
her an ne olacağı belirsiz istikrarsız bir direnmenin hiçbir
kazanç sağlamadığı, sağlamayacağı bir realitedir. Onca ekonomik
kaybın önlenmesi, istikrarsızlığın giderilmesi, toplumsal huzurun
sağlanması, annelerin gözyaşlarının dinmesi Rusya’yı her
halükarda kazançlı kılacaktır.



Üç
yüz yıldır aşılamayan bir sorunun, aynı yöntemlerle
çözebileceğinin de en belirgin kanıtıdır. Oysa herkesin
toprak bütünlüğüne, medeniyet değerlerine,
kültürel kıymetlerine, komşuluk ilişkilerinde
gösterilecek saygı hiç şüphe yok ki, Rus halkının da
acıları dindirecek, artan ekonomik refahıyla daha çok mutlu
olacaklardır. İdarecilerin hedeflerinden biri de halklarını mutlu ve
müreffeh kılmak değil midir?



Rusya,
Kuzey Kafkas cumhuriyetleri arasında kurulacak bağımsız konfederasyon
fikrini destekleyerek, bütün Orta Asya Türk
cumhuriyetleri nezdinde de prestijini arttıracak, bu suretle ABD ve
AB’nin Rusya üzerinde oynamak istediği oyunlar ve daha fazla
yayılmacı politikası işin başında akamete uğratılmasında
büyük bir rol oynayacaktır. Bu yeni oluşumda Kremlin,
‘Kuzey Kafkasya Konfederasyonu Devleti’ni tanımasıyla, bu
satranç oyununda ABD şahını devireceği kuşkusuzdur. Kremlin,
Kafkasya’da yakaladığı bu fırsatı kaçırmamalıdır.







Cafer Barlas


e-posta: caferbarlas@hotmail.com
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://khafkasya.net.tc
 
KADERİN İRONİSİ
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
KafkasLar, Kafkasya, Cerkes, Cerkez, Çerkes, Çerkez, Adige, Adiga, Wored, Nart, Kafkas, Xabze, K :: Kafkasya :: Kafkas Haber-
Buraya geçin:  
Design Kabardey_Prensi Copyright© 2008 KafkasLar..
Yetkinforum.com | Sanat, Kültür ve Hobiler | Fotoğrafi | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar